Anasayfa > KONYA AVUKAT | MAKALELER > KORONAVİRÜS SALGINI KAPSAMINDA İŞ HUKUKU UYGULAMALARI
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle ülke olarak yaşadığımız bu zor günlerde işçilerin işten çıkartılması yerine işverenlerin iş hukuku kapsamında alternatif olarak kullanabilecekleri haklara değinmekte büyük fayda görüyoruz.
Uzaktan çalışma, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 4. fıkrasında “Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun hükmü iş ilişkisinin başlangıcından itibaren uzaktan çalışacak işçiler açısından düzenlenmişse de mevcut salgın hastalık koronavirüs tehlikesi nedeniyle ek bir sözleşmeye ihtiyaç duyulmaksızın çalışmanın uzaktan yürütülmesi mümkündür. Ancak bu durum çalışma koşullarını esaslı olarak değiştireceğinden çalışanlardan onay alınması veya duyuru yapılması gerekecektir. Bu kapsamda uzaktan çalışmaya geçiş için işyerinde uzaktan çalışma yapılacak sürelerin ve çalışma şeklinin belirtildiği bir ilan yapılması ve sonrasında bu ilana istinaden işçilerden yazılı muvafakatname metni alınması yoluna gidilmesi faydalı olacaktır.
Salgın hastalık sebebiyle fazla çalışmak zorunda kalan iş yerleri bakımından bu geçici süreç boyunca işçilerle anlaşarak çalışma sürelerinde denkleştirmeye gidilebilir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesine göre; “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok 7.5, haftada en çok 37.5 saattir. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, 2 aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile 4 aya kadar artırılabilir. Turizm sektöründe 4 aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile 6 aya kadar artırılabilir.”
Önemle belirtmek gerekir ki işverenin denkleştirme çalışmasını uygulayabilmesi için işçinin muvafakatini alması gerekmektedir. Bu muvafakatin şekli bakımından iş kanununda herhangi bir şekil şartı belirtilmemiş olsa da ileride oluşabilecek uyuşmazlıkların ispatı için muvafakatin yazılı olarak alınmasında fayda vardır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 64. Maddesi “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.” şeklindedir.
Koronavirüs nedeniyle işyerindeki faaliyet , zorunlu nedenle sadece bir gün durmuş olsa bile telafi çalışması yaptırılabilir. Telafi çalışması yaptırılacak işyerinde işverenin bu çalışmanın sebebini açıkça belirtmesi ve çalışma tarihlerini çalışanlara bildirmesi gerekmektedir.
7226 sayılı yasa kanun ile telafi çalışmasının bu çalışmayı gerektiren durumun meydana gelmesinden itibaren 2 ay içinde yaptırılması gerektiğini belirten hüküm 4 ay şeklinde uzatılmıştır.
Kısa çalışma , genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir) sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır.
Buna göre koronavirüs salgını kapsamında, işverenin zor durumda kalması sebebiyle; işçiler, işsizlik sigortası fonundan karşılanmak suretiyle belirli süreler ve şartlar kapsamında kısa çalışma ödeneğinden faydalanabileceklerdir. Koronavirüsten olumsuz etkilendiği gerekçesiyle kısa çalışma talep eden işveren; buna ilişkin kanıtlarla birlikte kısa çalışma talep formu ile kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi bağlı olduğu İŞKUR birimine elektronik posta göndermek suretiyle kısa çalışmaya başvuru yapabilir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir. Bunun yanı sıra önemle belirtmek gerekir ki koronavirüs münasebetiyle TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 25.03.2020 tarihli Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile İşsizlik Sigortası Kanunu’nda da bir takım değişiklikler yapılmış olup yapılan bu son değişiklik ile birlikte 30.06.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere;
1. Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
2. Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olmak,
3. Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 450 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
4. Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak şartlarının sağlanması ve başvurunun İŞKUR tarafından uygun bulunması durumunda kısa çalışma ödeneğine hak kazanılabilecektir. Belirtmek gerekir ki İŞKUR tarafından başvuru uygun bulunduktan sonra yeni işçi ilavesi veya çalışılmayan sürenin arttırılması için talepte bulunulduğunda, bu yeni bir başvuru olarak kabul edilir.
Yine 7226 sayılı kanun değişikliği ile “kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için, iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir.” hükmü eklenerek işçinin korunması sağlanmıştır.
Kısa çalışma ödeneği zorlayıcı nedenlerle işyerindeki çalışmanın durması halindeki 1 haftalık bekleme süresinin ardından başlayacaktır.
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son 12 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının %150’sini geçemez.
Ayrıca işçinin kısa çalışma ödeneği aldığı süre için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği ödenecek sigorta primi, İşsizlik Sigortası Fonu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılmaktadır.
Kısa Çalışma Yönetmeliği'nin 9. maddesinde de bu ödeneğin hangi hallerde kesilebileceği “Kısa çalışma ödeneği alanların işe girmesi, yaşlılık aylığı almaya başlaması, herhangi bir sebeple silâhaltına alınması, herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi nedeniyle işinden ayrılması hallerinde veya geçici iş göremezlik ödeneğinin başlaması durumunda geçici iş göremezlik ödeneğine konu olan sağlık raporunun başladığı tarih itibariyle kısa çalışma ödeneği kesilir.”şeklinde belirtilmiştir.