Anasayfa > KONYA AVUKAT | MAKALELER > KORONAVİRÜS SALGININDA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
Koronavirüsün Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesi ile birlikte gerek dünyada gerek ülkemizde yarattığı mevcut durum göz önüne alınarak bu sosyal felaketi iş hukuku bağlamında değerlendirdiğimizde zorlayıcı neden olarak kabul edilmesi gerekliliği açıkça ortadadır. Kısa Çalışma Yönetmeliği m. 3/f. 1-h bendinde “İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlar” zorlayıcı neden olarak tanımlanmaktadır. Nitekim, salgın hastalık söz konusu yönetmelik hükmünde zorlayıcı nedene örnek bir durum olarak gösterilmiştir. Bu bağlamda işyerindeki faaliyetin tamamen veya geçici olarak durması hali İş Kanunu’nun 24 ve 25. Maddesinde yer verilen işçi ve işveren tarafından haklı fesih nedeni olarak kabul edilebilecektir. Önemle belirtmekte fayda görüyoruz ki bir sebebin zorlayıcı olup olmadığı belirlenirken sözleşmeyi feshin tek çare olup olmadığı ölçütünün de nazara alınması gerekmektedir.
İş Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde; “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması durumunda, işveren, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.” denilmektedir.
Önemli olan husus zorlayıcı nedenin işyerinde değil işçinin çevresinde meydana gelmesidir. Bu zorlayıcı nedenler doğal olabileceği gibi sokağa çıkma yasağı gibi hukuksal da olabilir.
Bu durumda İş Kanunu m.40’da da belirtildiği üzere ‘”24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir.” Bu bir haftalık sürecin sonunda işveren çalışanın iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Ancak bu fesih sonucunda işçi ihbar tazminatına hak kazanamasa bile en az bir yıllık çalışması varsa kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Bir haftalık süre sonunda işveren fesih hakkını kullanmayıp zorlayıcı nedenin son bulmasını bekleyebilir. Ancak bu durumda işverenin işçiye ücret ödeme zorunluluğu yoktur.
İşveren işçinin korona virüse yakalanmasının akabinde sağlık kurulu tarafından işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğu ve hastalığının ilerleyerek tedavi edilemeyecek duruma geldiğinin tespit edilmesi halinde de işveren haklı fesih hakkına sahip olacaktır. İşçinin koronavirüse yakalanması durumunda işveren tarafından iş sözleşmelerinin feshedilebilmesi için, işçinin işyerindeki çalışma süresine göre İş Kanunu’nun 17. maddesindeki bildirim sürelerinin 6 hafta aşması gerekmektedir.
İş Kanunu’nun 24. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinin (b) alt bendinde; “İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa, işçi, süresi belirli olsun veya olmasın, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.” denilmektedir. Bu durumda işçinin haklı nedenle sözleşmesini feshedebilmesi için işverenin veya diğer bir işçinin tutulduğu bulaşıcı hastalığın yanında aynı zamanda işçinin sağlığı için ciddi bir tehlike oluşturması ve bulaşıcı hastalığa tutulan işveren veya işçi ile doğrudan temas halinde olunması şartının da gerçekleşmesi halinde haklı nedenle fesihten söz edilebilir.
İşçinin iş sözleşmesini koronavirüs bağlamında feshedebileceği bir başka husus da İş Kanunu’nun 24. maddesinin 1. fıkrasının 3. Bendinde zorlayıcı neden olarak karşımıza çıkacaktır. Buna göre “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa, işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.” Durumun bir haftadan fazla sürmesi ve işçinin iş sözleşmesini feshetmemesi durumunda iş sözleşmesi askıda kalmaya devam edecektir. İşveren bu durumda da işçiye yarım ücreti ödemekle yükümlüdür. Bir hafta sürenin sonunda işçi iş akdini feshederse ihbar tazminatına hak kazanamasa dahi kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.